Tuesday, December 4, 2007

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEMOKRATİK LAİK SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİDİR.

"Türkiye Cumhuriyeti,.........................demokratik,laik ve sosyal bir hukuk devletidir. " der,Anayasamızın 2. maddesi.Güzeeeeelll...Peki nasıl demokratik olunur, nedir laik olmak?Öyle Anyasada yazmakla olunuyor mu ki demokratik ve laik?Türkiye demokratik ve laik bir Cumhuriyet ise ben nerede yaşıyorum, izlediğim TV kanalları, okuduğum gazeteler hangi ülkenin?Bu konuşan C.Başkanı ve Başbakan hangi ülkenin liderleri?Gazeteleri ve TVleri referans alırsak, Cumhurbaşkanımız buyurmuş,Türbana izin verecek bir YÖK başkanı atayacağım.Tanrım gözlerime ve kulaklarıma inanmak istemiyorum.Hadi demokrasi izin verdi, hadi laiklikte izin verdi diyelim,hukuk izin vermiyor hukuk!Demokrasi ve laikliği istediğiniz gibi keyfinize göre yorumluyorsunuz da, yargı kararlarını nasıl ters yüz edeceksiniz.Bu konu da Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 'nin kararları varken, o nasıl bir YÖK Başkanı olacak ki, Üniversitelerde türbana izin verecek?NASIL?Anayasaya hüküm mü koyacaksınız?Öyle mi?Var mı hakkınız?Adı üzerinde Anayasa, eski adıyla kanun-i Esasi. Anayasa neden vardır, herkes keyfine göre değiştirsin, delsin geçsin diye mi? Anayasa iktidarın sınırlarını çizer.Ona derki, bu devlet "demokratik, laik ve sosyal bir HUKUK devletidir" Sen iktidarını kullanırken bu sınırlar içinde kullanacaksın, rejimin bu özelliklerini kabul edeceksin, bunlara riayet edeceksin. Bu millet size"Demokratik, laik ve sosyal bir HUKUK devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetmek için yetki verdi, yoksa alın bu ülke sizin, beğenmezseniz rejimini de değiştirirsiniz , istediğiniz gibi yönetin demedi. Sınırlarınız çizili, bu sınırlarınızın dışına çıkamazsınız, sınırlarınızı genişletemezsiniz. Sınırlarına uymayan, sınırları genişletmeye çalışan iktidar, ruhsata aykırı yapılmış bir bina gibi yıkılmaya mahkumdur.Anayasayı değiştirmek sadece sayısal çoğunluğa sahip olmakla olacak bir şey değildir.


Demokratik laik ve sosyal hukuk devletinin başbakanı yargı kararlarına karşı yorum yapıyor"Beyler bu sizin bileceğiniz iş değil, ulemaya sorun!


Demokratik Laik ve sosyal hukuk devletinin meclis başkanı"Dindar Cumhurbaşkanı seçeceğiz"diyor.


Demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinin Cumhurbaşkanı"Türbana izin veren YÖK Başkanı seçeceğim"diyor.

Cumhurbaşkanının atadığı YÖK Başkanı da"“Onların savlarını biliyorum. Bunlar, üniversitenin dışında konmuş yasaklardır. Mahkemelerle ilgilidir. Bu bakış meselesidir. Öyle bir kural olabilir. Ama siz onu önemli görmeyebilirsiniz, bir sürü insanı rahat ettirirsiniz. Biz öyle bir sonucun çıkacağını ümit ediyoruz” diyor.


Demokrasi iki ucu keskin bıçak!Dönüp kendini bıçakladı, demokrasi kuralları gereği yapılan bir seçimle demokrasiyi amaç değil araç olarak gören,laikliği ters yüz eden, sosyal devleti vatandaşa sadaka vermek olarak algılayan, yargının yasaları değil ulemanın görüşlerini referans alması gerekliliğine inanan ve rektörlerin yargı kararlarını görmezden gelerek türban sorununu çözebileceğini düşünen bir zihniyet iktidar oldu. Demokrasi aracıyla demokrasiye inanmayan, geçmişte bunu açıkça söyleyen şimdi de her türlü eylem ve söylemleriyle ortayakoyan şahısları iktidara taşıdık. Ağlasak mı gülsek mi?Ne diyeceğiz, demokrasinin kestiği parmak acımaz mı?Acıyor, benim canım çok acıyor.Dünyada hiç bir demokratik ülkede demokrasi karşıtı güçlerin iktidarı ele geçirmesine göz yumulmaz. Demokrasi demokrasiyi ortadan kaldırmaya araç olmaz, olamaaaaaaz!

1 comment:

ibrahim ebu hamza said...

sizinle nasıl anlaşacağımızı bilmiyorum. galiba hiç... öyle ya ; kadınlarımızın örtüsüne karışan, cumhurbaşkanı bile olsa dindar olmasına karışan bir insanla nasıl orta yolu bulabiliriz?