Monday, December 11, 2006

Kadınsınız, evlisiniz ve eşinizden şiddet görüyorsunuz.Bu durum karşısında nasıl bir tavır takındınız bu güne kadar?Cevaplarınızı duyar gibiyim.
a)Çekilecek dert değil ama, ne yapayım,şu iki çocuğun hatırına çekiyorum işte.
b)Çalışmıyorum, bir mesleğim yok,çekmeyip te ne yapacağım?Boşansam gidecek yerim mi var?
c)Her seferinde evden ayrılıp, babamın evine gittim, ama, araya aile büyükleri girdi.Kızım annesin, çocukların hatırına katlanacaksın. Hangimiz dayak yemedik kocamızdan? Çocuklarının başında dur,dediler.
d)Eşim her seferinde özür dileyip, elim kırılsın ki, sana vurmayacağım bir daha dedi.Aslında kötü adam değil eşim ama, çok sinirli.
e)Eşimle konuştuk, psikiyatriste gitmeyi kabul etti, ama, ilk seanstan sonra gitmedi bir daha.
Şiddeti yer yüzünden tamamen silmek ne yazık ki, mümkün değil. Ama şiddeti azaltmak mümkün. Nasıl mı?
1-İlk adım şiddet uygulamaktan vazgeçmek. Çocuklarımızı bir tokat dahi olsa dövmeyi, bağırıp aşağılamayı bırakacağız öncelikle. Çocuğa disiplin uygulamak ona vurmak ve hakaret etmeyi gerektirmez. Unutmayalım ki çocuklar söylediklerimizi değil yaptıklarımızı örnek alırlar. Çocuğumuza şiddetin yanlış olduğunu istediğimiz kadar söyleyelim, kendimiz çocuğumuza şiddet uygulamaya devam ettiğimiz taktirde,çocuğumuzun da şiddete eğililimli olmasını engelleyemeyiz.Çocuğu olan anne babalar bilirler. Çocuklar zaman zaman insanın sabrını taşırırlar. Ama biz yetişkinler,adı üzerinde yetişkiniz, onlara karşı sabırlı ve hoşgörülü olmayı,onların her türlü taşkınlığıyla şiddet uygulamadan başetmeyi öğrenmeliyiz.
2-İkinci adım, şiddet uygulayan insanlara bu davranışını bildiğimizi, onaylamadığımızı, yaptığının çok yanlış olduğunu düşündüğümüzü, ona bu çirkin davranışı yakıştıramadığımızı doğrudan söylemeliyiz, hiç değilse ima etmeliyiz.
3-Şiddet mağduru insanlara acıyarak yaklaşmamalıyız. Şiddet mağduru insanlara, şiddete maruz kalmasının kendi suçu olmadığını, ama bu sefer sessiz kalırsa bundan sonrakinde kendisinin de katkısı olacağını söylemeliyiz. Evet, ilk seferinde tepkisiz kalırsa, şiddetin sonu gelmeyecektir. Utanması gereken şiddete başvuran kişidir.
4- Kocasıdır, annesidir, babasıdır, severde döverde. Bu zihinlerimizden derhal silinmesi gereken bir düşünce. Şiddet sadece mağduru ile failini ilgilendiren bir hareket değildir. Şiddet kime uygulanırsa uygulansın, suda oluşan halkalar gibi olumsuz etkileri topluma yayılır. Anne babaların çocuk üzerinde velayet haklarının olması, çocuğa istedikleri gibi davranabilecekleri anlamına gelmez. Toplum ve devlet, velayet hakkına sahip olan anne babalar üzerinde denetim hakkına sahiptir. Ne çocuk anne-babanın , ne de kadın kocasının malıdır. Anne-babanın velayet hakkının dahi mahkeme kararı ile kaldırılabilceğini bilelim ve bunu lütfen çocuğuna şiddet uygulayan insanlara hatırlatalım. Aile içi şiddete karşı yasal başvuru yollarına yazımın devamında yer vereceğim.Detaylarıyla anlatacağım gibi, aile içi şidddete karşı sadece şiddete uğrayan aile ferdi değil, şiddetten haberdar olan herhangi bir kimse de karakola veya C.Savcılığı 'na ihbarda bulunabilir.
Toplumun eğitim düzeyi ile şiddete başvurma arasında ters bir orantı vardır. Şiddet uygulayan kişilere karşı mağdurun ve çevresindeki diğer insanların-komşuların, akrabaların, arkadaşların vs.-takınacağı tavır, şiddetin toplum dışına itilmesinde ki en önemli adımdır.
Özetle;kendimiz şiddet uygulamayacağız, uygulayanları uyaracağız,ayıplayacağız,mağdura destek olacağız ve şiddete karşı yasal başvuru haklarımızı bileceğiz ve bu haklarımızı kullanacağız.
Şiddete karşı başvuracabileceğiniz yasal yollar nelerdir?
17.01.1998 de Ailenin Korunmasına Dair Yasa yürürlüğe girmiştir. Bu yasa ile Aile içi şiddete uğrayan aile bireylerinin şiddete karşı korunması amaçlanmıştır.09.01.2003 yılında yapılan değişiklikle Ailenin Korunmasına ilşkin tedbirleri uygulamakla Aile Mahkemeleri görevlendirilmiştir. Daha anlaşılır olması için bu yasa uyarınca yasal başvurunun nerelere. nasıl yapılacağı, yasa uyarınca uygulanacak önlemleri,karara uyulmaması halini vs. adım adım yazmanın daha uygun olacağını düşünüyorum.
Eşiniz tarafından dövüldünüz. Bugüne kadar sineye çektiniz,ama, bıçak kemiğe dayandı(bence bıçak kemiğe dayanmadan harekete geçmelisiniz).Ne yapabilirim? Evi terketsem nereye gideceğim?Çocuklar ne olacak?Onların düzeni de bozulacak,diye düşünüyorsunuz.
1-Bulunduğunuz yerin bağlı bulunduğu Adliye 'ye giderek varsa Aile Mahkemesi 'ne, Aile Mahkemesi yoksa Aile Mahkemesi yetkisi verilmiş Asliye Hukuk Mahkemesi 'ne ,Cumhuriyet Başsavcılığı 'na veya bağlı bulunduğunuz karakola giderek sözlü veya yazılı olarak şikayette bulunabilirsiniz. Eğer sözlü olarak şikayette bulunursanız, başvurunuz hakkında tutanak düzenlenecektir. Cumhuriyet Başsavcılığı 'na veya karakola yapacağınız başvurular, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından derhal Aile Mahkemesine iletilecektir.
2-Aile Mahkemesi gerekli önlemleri almadan önce, mahkeme bünyesinde çalışan uzman kişilerden(psikolog,pedagog,vs.) biri yada birkaçını görevlendirerek rapor isteyebilecektir.
3-İnceleme dosya üzerinden yapılarak karar verilecektir.Bu yasa gereğince verilecek kararlar tedbir niteliğindedir. Mahkemece verilecek tedbir kararlarının uyglama süresi 6 aydır.
4-Mahkeme yasada sayılan tedbirlerden(aşağıda maddeler halinde sayılacaktır)başka uygun göreceği benzeri bir tedbire de karar verebilir.
5-Bu yasa kapsamında yapılan başvurulardan harç alınmaz.
6-Mahkemece mağdurların yaşam düzeylerine göre tedbir nafakasına hükmedilebilir. Yani eşine şiddet uygulayan eş, dövdüğü eşinin ve çocuklarının geçimi için onlara nafaka ödemek zorunda kalacaktır.
7-Mahkemece ;
- Diğer eş veya çocuklarına,veya ailedeki diğer bireylere şiddet uygulamaması,korkutmaya yönelik davranışlarda bulunmaması,
-Şiddet uygulayan eşin aile konutundan uzaklaştırılmasına,aile konutunun mağdur eş ve çocuklara ayrılmasına,eve veya eşinin iş yerine yaklaşmaması,
-Eş ve çocuklarınveya diğer aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesi,
-Eş ve ocuklar veya diğer aile bireylerini iletişim araçları ile taciz etmemesi ve rahatsız etmemesi,
-Varsa silah ve benzeri araçları zabıtaya teslim etmesi,
-Ortak aile konutunda alkol ve uyuşturucu maddeler kullanmaması veya kulanmış olarak gelmemesi,şeklinde veya benzeri önlem kararları verilecektir.
-Verilecek tedbir kararı ihtar niteliği taşıyacaktır. Verilecek tedbir kararında, verilecek tedbir kararlarına uyulmadığı taktirde tutuklanacağı ve hürriyeti bağlayıcı(hapis)cezasına hükmolunacağı hususu ihtar edilecektir.
8-Mahkeme kararının bir örneği şiddet uygulayan eşe, bir örneği C.Başsavcılığına gönderilecektir.
9-C.Başsavcılığı zabıta aracılığı ile karara uyulup uyulmadığını kontrol edecek, şiddet uygulayan eş tarafından uyulmaması halinde, mağdurun şikayetine gerek kalmadan C.Başsavcılığı Sulh Ceza Mahkemesinde Kamu Davası açacaktır. Aile Mahkemesince verilen tedbir kararına uymayan eşe 3 aydan 6 aya kadar hapis cezası verilecektir.
10-Aile Mahkemesince verilecek tedbir kararında,örneğin şiddet uygulayan eşin aile konutuna yaklaşmaması kararında öngörülen süre 6 ayı geçemez. Yani mahkeme bu tedbirlerin herhangi birine en çok 6 ay için karar verebilir.
Eee...6 ay sonra dayak atan eş kaldığı yerden devam etmeyecek mi?
Etmez, edemez...Deneyin...Şiddete başvuran insanlar sandığınızdan daha korkaktırlar.Unutmayalım, şiddete başvuran kişiler karşılarında kendilerinden daha zayıf birisini buldukları için pervasızca hareket edebilmektedirler. Sizin yasal haklarınız olduğunu, bu haklarınızın korunduğunu, yasaların ve yasa uygulayıcılarının sizin yanınızda olduğunu, yani, sizin artık zayıf olmadığınızı gördüklerinde şiddete başvurmadan önce düşünmek zorunda kalacaklardır.
Aile içi şiddete karşı bu yasa ile özel bir düzenleme yapılmıştır. Bu yasa dışında Türk Ceza Kanununda da şiddet suç olarak düzenlenmiştir. Ceza Kanunu kapsamındaki başvuru yollarını bir başka yazımda anlatmayı düşünüyorum. Sağlıklı , mutlu günler diliyorum...

2 comments:

Erol KABADAYI said...

Çok güzel ve bilgilendirici bir yazı. Çağdaş bir ülke olmanın şartlarından biri de kişinin sahip olduğu hakları iyi biliyor olmasıdır aslında. Bilgisiz birinin herhangi bir yaptırım gücü olamayacağı ortada. Yapılan haksızlıklara karşı savunmasızca beklemekte suçu yaratan ve körükleyen unsurlardan biri.

Kaşif said...

Bazılarının kendinden utanarak okuyacağını umduğum bir yazı.
Şiddet gören insanların yalnız olmadığını, sığınabilecekleri güvenceler olduğunu çok güzel anlatmışsın. Bunun yanında tabii ki, şiddet uygulayanın yakın çevresinde hakettiği tepkiyi görmemesi bu şiddeti körüklüyor.